Dr. Mehmet Ali ACAR

Sağlığınız Sizin Önceliğinizdir

Doğru Teşhis, Etkili Tedavi
Prof. Dr. Mehmet Ali Acar ile Sağlığınızı Güvenceye Alın
Daha Fazla Bilgi Edin
Danışma

Tedavi

Spor Yaralanmaları

Micro Cerrahi

El Cerrahisi

Çevrimiçi yardım
Tedavilerimizi İnceleyin!

Randevu Oluşturun.
Buradan randevu alabilir, uygun saati seçebilir ve size uygun doktoru seçebilirsiniz.
Pazartesi 09.00 - 15.00 Çarşamba 09.00- 15.00 Cuma 09.00 - 15.00

Randevu Al
Hakkımızda

Hoş Geldiniz!
Prof. Dr. Mehmet Ali Acar, ortopedi ve travmatoloji alanında uzmanlaşmış, el ve üst ekstremite cerrahisi, mikrocerrahi ve spor yaralanmaları tedavisinde deneyime sahip bir profesördür. Sağlıkta en ileri tedavi yöntemlerini kullanarak, hastalarına güvenli ve etkili çözümler sunmaktadır.
Ekip ve İleri Teknolojiler
Gelişmiş tanı cihazları ve minimal invaziv cerrahi teknikler sayesinde, hastalarımıza hızlı iyileşme ve yüksek başarı oranları sağlanmaktadır.
Tedaviniz için İlk Adımı Atın : 0533 151 2316
E*** Öz*****
Prof. Dr. Mehmet Ali Acar’a el cerrahisi nedeniyle başvurdum ve gerçekten harika bir deneyim yaşadım. Kendisi çok ilgili, sabırlı ve profesyonel bir hekim. Tedavi sürecim boyunca bana her aşamada bilgilendirme yaptı ve en iyi çözümü sundu. Şu an sağlığım çok daha iyi, tedavim başarıyla sonuçlandı. Kendisine çok teşekkür ediyorum!"

Ay** Yı****
Prof. Dr. Mehmet Ali Acar'a bel fıtığı tedavisi için başvurdum. Tedavi sürecim boyunca her adımda güven verici bir yaklaşım sergiledi. Şu an çok daha rahatım ve yaşam kalitem arttı. Kendisine minnettarım.

Me**** Ak***
El bileğimdeki ağrılarım için Prof. Dr. Acar’a başvurdum. Kendisi çok dikkatli bir şekilde durumumu inceledi ve artroskopik cerrahi ile tedavi etti. Şu an eski sağlığıma kavuştum. Teşekkür ederim

Ay** Ka**
Çocuklarımın ortopedik sorunları için Prof. Dr. Mehmet Ali Acar ile tanıştık. Kendisi çok sabırlı ve nazik bir hekim. Çocuklarımın tedavi sürecinde her şey çok sorunsuz geçti. Kesinlikle tavsiye ederim

Zey*** De***
Omuz ağrım için Prof. Dr. Acar’a başvurdum. Kendisi tedavi sürecinde çok açıklayıcıydı ve beni rahatlatıcı çözümler sundu. Şu anda herhangi bir ağrı hissetmiyorum ve tekrar normal yaşantıma döndüm.
Genel Hizmetler
PRP Nedir? Nerelerde uygulanır?
PRP (Platelet-Rich Plasma) , Platelet Rich Plasma (Trombosit Zengin Plazma) teriminin kısaltmasıdır. PRP tedavisi, kanınızdan elde edilen trombositlerin zenginleştirilerek tekrar vücudunuza enjekte edilmesi işlemidir. Trombositler, kanın pıhtılaşmasında rol oynayan hücrelerdir ve aynı zamanda iyileşme süreçlerini hızlandıran büyüme faktörlerini içerirler. PRP Tedavisinin Uygulama Alanları: PRP tedavisi, özellikle iyileşme sürecini hızlandırmak ve doku onarımını desteklemek amacıyla çeşitli tıbbi durumlar için kullanılmaktadır. Kullanıldığı başlıca alanlar şunlardır: Ortopedi ve Kas-İskelet Sistemi: Eklem Ağrıları : Özellikle diz, omuz ve kalça gibi büyük eklem bölgelerinde artrit, eklem iltihapları ve kıkırdak hasarları gibi durumların tedavisinde kullanılır. Tendon Yaralanmaları : Tenisçi dirseği, omuz tendiniti, aşil tendiniti gibi tendon yaralanmalarının tedavisinde etkili olabilir. Kas Yaralanmaları : Kas hasarları veya burkulmalar sonrası iyileşme sürecini hızlandırmak için PRP tedavisi kullanılabilir. Saç Dökülmesi (Androgenetik Alopesi): Saç Ekimi ve Saç Dökülmesi Tedavisi : PRP, saç dökülmesini önlemek, yeni saç büyümesini desteklemek ve saç ekimi sonrası iyileşmeyi hızlandırmak için kullanılır. Estetik ve Dermatoloji: Cilt Yenileme : Ciltteki kırışıklıklar, sivilce izleri ve cilt tonunun eşitlenmesi amacıyla kullanılır. PRP, cildin daha genç ve parlak görünmesini sağlar. Cilt Lekeleri ve Çatlaklar : PRP tedavisi, özellikle cilt altı dokularını canlandırarak kırışıklıkların ve çatlakların görünümünü azaltabilir. Diş Hekimliği: Diş İmplantları ve Diş Çekimi Sonrası İyileşme : PRP, diş çekiminden sonra iyileşme sürecini hızlandırabilir, enfeksiyon riskini azaltabilir. Yaralar ve Doku Onarımı: Yavaş İyileşen Yaralar : PRP, diyabet gibi hastalıklar nedeniyle yavaş iyileşen yaraların daha hızlı iyileşmesini sağlamak için kullanılabilir. PRP Tedavisinin Nasıl Uygulandığı: PRP tedavisi genellikle şu adımlarla uygulanır: Kan Alma : Kişinin kanı alınır, genellikle 20-30 ml kadar bir miktar yeterlidir. Santrifüj İşlemi : Alınan kan, santrifüj cihazına yerleştirilir. Bu işlem sırasında, kanın bileşenleri ayrılır ve trombositlerin yoğun olduğu plazma elde edilir. Uygulama : Trombosit zengin plazma, tedavi edilecek bölgeye iğne ile enjekte edilir. PRP Tedavisinin Avantajları: Doğal Tedavi Yöntemi : Kişinin kendi kanından elde edilen PRP, vücuda enjekte edilerek doğal bir iyileşme süreci başlatır. Böylece yabancı bir maddeye karşı alerjik reaksiyon riski azalır. Minimal Yan Etkiler : PRP tedavisi, genellikle çok az yan etkiye yol açar, çünkü kişinin kendi kanı kullanılır. Hızlı İyileşme : PRP, iyileşme sürecini hızlandırarak, hastaların daha kısa sürede sağlıklı bir şekilde günlük aktivitelerine dönmelerine yardımcı olabilir. PRP Tedavisinin Riskleri: Enfeksiyon Riski : Herhangi bir iğne ile yapılan tedavi gibi, enfeksiyon riski taşır. Ağrı veya Şişlik : Enjeksiyon bölgesinde hafif ağrı, şişlik veya morarma olabilir. Herkeste Etkili Olmayabilir : PRP tedavisi her hastada aynı derecede etkili olmayabilir. Sonuçlar kişisel faktörlere ve tedavi edilen duruma bağlı olarak değişir. Sonuç: PRP tedavisi, iyileşmeyi hızlandıran, dokuları onaran ve çeşitli medikal ve estetik problemleri tedavi etme amacı taşıyan etkili bir yöntemdir. Ancak her tedavi gibi, PRP'nin de her bireyde aynı sonucu vermediği ve doktor gözetiminde uygulanması gerektiği unutulmamalıdır

Topuk Dikeni Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir?
Topuk Dikeni Nedir? Neden Olur? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Topuk dikeni, topuk kemiğinde (kalkaneus) zamanla oluşan kemiksi bir çıkıntıdır. Genellikle ayak tabanında yer alan plantar fasya adı verilen bağ dokusunun zorlanması ve iltihaplanması sonucu ortaya çıkar. Bu durum, özellikle sabahları ilk adımlarda veya uzun süre ayakta kalındığında ağrıya neden olabilir. Topuk dikeni, günlük hareketleri zorlaştıran ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyen yaygın bir ortopedik sorundur. Peki, topuk dikeni neden olur? Belirtileri nelerdir ve nasıl tedavi edilir? İşte detaylar... Topuk Dikeni Neden Olur? Topuk dikeni, genellikle ayak tabanına aşırı yük binmesi sonucu ortaya çıkar. Uzun süreli baskı ve zorlanma, topuk kemiğinde kalsiyum birikmesine yol açarak kemiksi bir çıkıntının oluşmasına sebep olur. Bu durum özellikle plantar fasiit adı verilen bağ dokusu iltihabı ile ilişkilidir. Başlıca nedenler şunlardır: Uzun Süre Ayakta Kalmak: Gün boyu ayakta duran bireylerde (öğretmenler, garsonlar, sağlık çalışanları vb.) ayak tabanına binen yük artar ve bu durum topuk dikeninin oluşumunu tetikleyebilir. Yanlış Ayakkabı Seçimi: Desteksiz ve sert tabanlı ayakkabılar plantar fasya dokusunun zorlanmasına ve iltihaplanmasına neden olabilir. Düz Taban veya Yüksek Kavisli Ayak Yapısı: Ayak yapısındaki düzensizlikler, basınç dağılımını etkileyerek topuk dikenine yol açabilir. Aşırı Kilo: Fazla kilo, ayak tabanına binen yükü artırarak plantar fasiit gelişme riskini yükseltir. Sert Zeminde Koşma ve Atlama: Sporcularda veya yoğun fiziksel aktivite yapan kişilerde, ayak tabanına sürekli darbe alması topuk dikenini tetikleyebilir. Yaşlanma: Yaş ilerledikçe bağ dokular elastikiyetini kaybeder ve daha kolay zarar görebilir. Romatizmal Hastalıklar: Bazı iltihabi romatizmal hastalıklar, topuk dikeni oluşumuna zemin hazırlayabilir. Topuk Dikeni Belirtileri Nelerdir? Topuk dikeni, genellikle belirgin bir belirti vermeyebilir. Ancak, plantar fasya iltihaplandığında veya çevresindeki dokular etkilendiğinde ağrı hissedilir. En yaygın belirtiler şunlardır: Sabah İlk Adımlarda Keskin Ağrı: Sabah yataktan kalkınca yere basıldığında şiddetli bir ağrı hissedilir. Gün içinde hareket ettikçe hafifleyebilir. Uzun Süre Ayakta Kaldıktan Sonra Artan Ağrı: Gün içinde ayakta durma süresi uzadıkça ağrı şiddetlenebilir. Yürüyüş veya Koşu Sırasında Rahatsızlık: Özellikle sert zeminde uzun yürüyüşler veya koşular sırasında ağrı artar. Dinlenme Sonrası Şiddetli Ağrı: Uzun süre oturduktan sonra ayağa kalkıldığında ağrı hissedilebilir. Topuk Dikeni Nasıl Teşhis Edilir? Topuk dikeni tanısı genellikle hastanın şikayetleri ve fizik muayene ile konulur. Kesin tanı için radyolojik görüntüleme (röntgen) kullanılır. Röntgen filminde, topuk kemiğinde oluşan çıkıntı net bir şekilde görülebilir. Topuk Dikeni Tedavi Yöntemleri Topuk dikeni tedavisinde amaç, ağrıyı azaltmak ve iltihabı kontrol altına almaktır. Tedavi sürecinde cerrahi olmayan yöntemler önceliklidir. Başlıca tedavi yöntemleri şunlardır: 1. Dinlenme ve Aktivite Değişikliği Ayak tabanına aşırı yük bindiren aktivitelerden kaçınılmalıdır. Uzun süre ayakta kalmaktan veya sert zeminde yürümekten kaçınılmalıdır. 2. Ayakkabı Seçimi ve Ortopedik Destekler Ayak tabanını destekleyen ortopedik tabanlıklar kullanılmalıdır. Yumuşak ve destekleyici tabanlı ayakkabılar tercih edilmelidir. Topuk destek pedleri, basıncı azaltarak ağrıyı hafifletebilir. 3. Fizik Tedavi ve Egzersizler Ayak tabanı ve baldır kaslarını esnetmeye yönelik egzersizler önerilir. Plantar fasya ve topuk bölgesine yönelik masaj teknikleri uygulanabilir. 4. İlaç Tedavisi Ağrı ve iltihabı azaltmak için nonsteroid anti-inflamatuar ilaçlar (NSAID'ler) kullanılabilir. 5. Soğuk Kompres ve Masaj Günde birkaç kez buz uygulaması, iltihabı azaltarak ağrıyı hafifletebilir. Ayak tabanına tenis topu ile yapılan masaj, kan dolaşımını artırarak rahatlama sağlayabilir. 6. Şok Dalga Tedavisi (ESWT) Ses dalgaları ile topuk bölgesine uyarı verilerek iyileşme süreci hızlandırılır. 7. Kortizon Enjeksiyonu Şiddetli vakalarda, iltihabı azaltmak için kortizon enjeksiyonu yapılabilir. Ancak sık kullanımı yan etkilere yol açabileceğinden dikkatli uygulanmalıdır. 8. Cerrahi Müdahale Diğer yöntemlerle sonuç alınamayan ileri vakalarda cerrahi müdahale düşünülebilir. Cerrahi işlemde, topuk dikeninin bir kısmı veya plantar fasya gevşetilir. Topuk Dikeni Nasıl Önlenir? Topuk dikeni oluşumunu önlemek için şu adımlara dikkat edilmelidir: Doğru Ayakkabı Kullanımı: Ayak yapısına uygun, destekleyici ayakkabılar giyilmelidir. Egzersiz ve Esneme Hareketleri: Ayak tabanı ve baldır kaslarını güçlendiren egzersizler düzenli olarak yapılmalıdır. Kilo Kontrolü: Fazla kilo, ayak tabanına aşırı yük bindirdiği için topuk dikenini tetikleyebilir. Sert Zeminlerden Kaçınma: Uzun süre sert zeminde yürümekten kaçınılmalıdır. Sonuç Topuk dikeni, özellikle ayakta fazla zaman geçiren bireylerde yaygın görülen bir sorundur. Erken teşhis ve uygun tedavi ile ağrı kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir. Günlük hayatta alınacak basit önlemlerle topuk dikeni riskini en aza indirmek mümkündür.

Hareket Kısıtlılıkları Nedir?
Hareket kısıtlılığı, eklemlerin normal hareket açıklığının azalması veya kaybolması durumudur. Kaslar, bağlar, kemikler veya sinir sistemindeki problemler nedeniyle oluşabilir. En yaygın nedenleri arasında eklem hastalıkları, kas zayıflığı, yaralanmalar ve sinirsel rahatsızlıklar yer alır. Hareket Kısıtlılığının Nedenleri Eklem Rahatsızlıkları: Osteoartrit, romatoid artrit gibi hastalıklar eklemlerde sertleşmeye ve hareket kısıtlılığına yol açar. Kas ve Bağ Problemleri: Kas kısalması, tendon iltihaplanmaları veya bağ dokusu hastalıkları hareket açıklığını sınırlandırabilir. Travmalar: Kırıklar, çıkıklar veya bağ yırtıkları eklem hareketlerini kısıtlayabilir. Sinir Sistemi Problemleri: Felç, Parkinson hastalığı veya sinir sıkışmaları kasların hareket kabiliyetini azaltabilir. Ameliyat Sonrası Sertlik: Ortopedik ameliyatlar sonrası uygun rehabilitasyon yapılmazsa hareket kaybı gelişebilir. Tedavi Yöntemleri Hareket kısıtlılığının tedavisi, altta yatan nedene bağlı olarak değişir. Fizik Tedavi: Germe ve güçlendirme egzersizleriyle eklem hareket açıklığı artırılır. İlaç Tedavisi: Ağrıyı ve iltihabı azaltmak için anti-enflamatuar ilaçlar kullanılır. Ortez ve Destekleyici Cihazlar: Hareketi kolaylaştırmak ve eklemi desteklemek için özel aparatlar kullanılabilir. Manuel Terapi: Masaj ve manipülasyon teknikleriyle kas ve eklem hareketliliği artırılabilir. Cerrahi Müdahale: Şiddetli vakalarda eklem protezi, sinir serbestleştirme ameliyatları veya tendon uzatma operasyonları gerekebilir. Erken teşhis ve uygun tedavi ile hareket kısıtlılığı büyük ölçüde önlenebilir ve iyileştirilebilir.
BİZE ULAŞIN

Bilgi almak için aşağıdaki formu doldurmanız yeterlidir.

Ad Soyad *

Mail *

Mesajınız

İLETİŞİM BİLGİLERİ

X